İnsan Hayatı ve Kaderiyle ilgili Tanrılar
Asklepios
Sağlığın koruyucusu Asklepios Romalılar tarafından Aesculapius adıyla tapınım görmüştür.
İnsan Hayatı ve Kaderiyle ilgili Tanrılar
Sağlığın koruyucusu Asklepios Romalılar tarafından Aesculapius adıyla tapınım görmüştür.
Doğumu: Asklepios, Apollon ile Thessalia Kralı Phlegyas'ın kızı Koronis'in oğludur. Koronis, Asklepios'a gebe kaldıktan sonra bir başkasıyla daha birlikte olur. Duruma çok öfkelenen Apollon Koronis'i cezalandırmak için onu bir odun yığının üzerinde diri diri yakar. Fakat Apollon son anda kendi kanından olan çocuğun yanmasına göz yummaz ve kendi dölünü kadının karnından çıkararak büyütmesi için Kentaur Kheiron'a teslim eder. Kheiron ise Asklepios'a hekimlik sanatını öğretir.
Asklepios hekimlik sanatını kızı Hygeia ve oğulları Asklepiades ile diğer hekimlere öğretmiştir. Betimlerde de sıklıkla ailesinin üyeleriyle en çok da Hygeia ile birlikte yılan ya da değneğe sarılmış bir yılan ile birlikte gösterilir.
Hygenia ve Asklepios
Asklepios'un tapınaklarına Asklepieion denir. Yunanistan'daki en ünlü Asklepieion Epidauros, Küçük Asya'daki en ünlüsü Pergamon'dadır.
Heykel sanatında Asklepios, Zeus'a benzer bir görkem içinde, yaşlı ve sakallı bir erkek olarak tasvir edilir. Yanında bazen külahlı bir paltoya sarılmış oğlu Telesphoros bazense bir köpek ile betimlenir.
Moiralar (Kader Tanrıçaları): (ezbere gerek yok)
Hesiodos'a göre 3 kader tanrıçası: Klotho (iplik eğirici), Lakhesis (kader çeken) ve Atropos (kaçınılmaz)
Klotho: Her ölümlünün doğduğu andan itibaren ipliğini eğirir. İşareti mezuradır.
Lakhesis: Ömrün uzunluğunu belirler. Epiteti kapıt tomarı ya da küredir.
Atropos: Makas ya da terazi, ömür ipliğine kaçınılmaz darbeyi indirir.
Nemesis:
Çember ve dümen taşır. Kanatlıdır ve çoğu zaman grifonların çektiği bir arabadadır. Tanrısal öfkeyi simgeler. Ciddi ve düşünceli kız olarak tasvir edilir. Ilımlılığı temsil ediyorsa cetvel ya da dizginledir ya da bir parmağı dudağındadır. Cezalandırmayı temsil ediyorsa kılıç ya da kamçı taşır.
Tykhe:
Hesiodos'a göre Okeanos'un kızıdır. Önceleri iyi talihi simgelerken sonraları kötü talihi de simgelemeye başlamıştır. Genellikle kule şeklindeki taçla, dümen ya da bereket boynuzuyla tasvir edilir. Küre ve kanatları ise değişkenliği simgeler.
Thyke
Asi nehri=genç adam
Elinde boynuz ve yemişler
Golden shower
Danae tunçtan bir odada kilitlidir ancak Zeus odasının tavanındaki küçük bir hava deliğinden altından bir yağmur olarak girer ve onu hamile bırakır. Çocukları Perseus doğar.
Kral-marangoz-kraliçe-Danae elinde Perseus
Kral Akrisisus kızı Danae ve torunu Perseus'u sandığa koyup atılmasını emrediyor. Perseus tırmanmaya çalışıyor.
Danae ve Perseus sandık içinde denize atılır. Etrafında martılar.
Perseus, Zeus ile Danae'nin oğludur. Danae'nin babası Askrisios yeni doğan torununu ve kızını bir sandığa koyarak denize atar. Ana-oğul, Zeus'un yardımıyla Seriphos Adası'na çıkarlar. Onları burada, kral Polydektes bulur ve Danae'ye aşık olur. Bir ayak bağı olarak gördüğü Danae'nin oğlunu ortadan kaldırmak için ona Gorgo Medusa'nın başını kesme görevini verir.
Perseus'a Hermes ve Athena yardım eder. Tanrıların tavsiyesiyle önce 3 kocakarı Graialar'a gider. 3 kadının ortaklaşa kullandığı tek gözü ve tek dişi alan Perseus kadınlardan görevini tamamlamasını sağlayacak 3 önemli şeyi saklayan nymphelere nasıl gideceğini öğrenir.
Perseus Graeae'nin tek gözünü çalıyor. Ayağında kanatlı pabuçlar.
Perseus nymphelere varınca onlardan bu 3 vazgeçilmez şeyi alır.
Kanatlı sandallar
Hades'in görünmez yapan miğferi
Kibisis adlı büyülü torba
Hermes ayrıca elmas bir orak, Athena ise bir ayna (ya da tunç kalkan) armağan eder.
Perseus kanatlı sandalıyla Okeanos kıyısına gelir ve orada yaşayan 3 Gorgon'u bulur. Saçları yılanlarla örülü, alınlarında yaban domuzu dişleri, tunç elli ve altın kanatlı bu yaratıklar baktıkları kimseleri taşa çevirirlerdir. Bu 3 kızkardeş arasında sadece Medusa ölümlüdür.
Medusa: Perseus, Graeae'nin ona verdiği ayna ile Medusa'ya bakabilmiş ve böylece kafasını taşa dönüşmeden kesebilmiştir. Bazı kaynaklar ise Hermes'in ona verdiği orak ve Athena'nın verdiği ayna ya da kalkan ile onu öldürdüğünü söyler.
Perseus, Medusa'ya bakmamak için Athena'nın verdiği ayna ya da kalkanı yansıtma aracı olarak kullanarak arka arka yürüyerek yaklaşır Medusa'ya. Sonra da Hermes'in veridği orakla başını keser. Kestiği başı sihirli heybesine yerleştirdikten sonra hızla oradan uzaklaşır. Diğer iki gorgon Perseus'u yakalamaya çalışsa da Hades'in miğferini kullanan kaçağı yakalayamazlar.
Perseus, kanatlı şapka ve kanatlı pabucuyla elinde orak. büyülü torbasında (kibibis) öldürdüğü medusanın başı. Sağda Athena, elinde mızrak, miğferi ve yılanlı zırhıyla.
Perseus, Medusa'yı öldürmek üzere. Genelde betimlendiği gibi canavar şeklinde değil; güzel, kanatlı, elinin üzerinde uyur pozisyonda. Solda Athena, elinde mızrak, miğferi ve yılan motifli zırhı ile Perseus'a yardım ediyor.
Perseus birçok ülkeyi geçtikten sonra Habeşistan'a varır. Burada Kral Kepheus'un karısı Kassiepeia güzelliğiyle çok övünür ve Hera ve Nereus kızlarına meydan okurmuş. Bu övünme karşısında hiddetlenen Bereus Kızları, Poseidon'dan yardım ister ve Poseidon buraya bir ejder gönderir. Kahinler bu beladan kurtulmanıın tek çaresinin Kassiepeia'nın kızı Andromeda'nın ejdere kurban edilmesini söylerler. Andromeda bir kayalığa bağlanır ve ejderin gelmesi beklenir.
Andromeda elleri bağlı kurban edilmek üzere. Perseus pelerin, şapka, pabucu ve elinde mızrak. Kral elinde asa ile oturuyor.
Perseus, ejderi orakla kesip Andromeda'yı kurtardıktan sonra Andromeda'nın sözlüsü amcası Perseus'u yok etmek ister ancak Perseus Medusa'nın başını göstererek adamı taş eder. Perseus Andromeda'yı da yanına alarak Seriphos Adası'na geri döner ve annesiyle zorla evlenmek isteyen Polydektes'i ve arkadaşlarını da Medusa'nın başıyla taşa çevirir. Görevini tamamlayan Perseus sandallarını, torbasını ve başlığını Hermes'e, Medusa'nın başını ise Athena'ya verir. Medusa'nın başı bundan böyle Athena'nın sembolü olur.
Oedipus, Thebai kralı Laios ile kraliçe Lokaste’nin oğludur. Bir kehanete göre, doğacak çocuk babasını öldürüp annesiyle evlenecektir. Bu kehanetten korkan ailesi, bebek Oedipus’un ayaklarını delerek ip geçirir ve bir dağ başına terk eder. Ancak bir çoban onu bulur ve çocuk sahibi olmayan Korinthos kralı Polybos ile kraliçesi Merope'ye teslim eder. Çift, Oedipus’u evlat edinir.
Yıllar sonra Oedipus, Polybos’un öz oğlu olmadığını öğrenir. Gerçeği öğrenmek için Delfi kahinine gider. Kahin, kendi topraklarına dönmemesini, aksi takdirde babasını öldürüp annesiyle evleneceğini söyler. Oedipus, Polybos’un oğlu olduğunu düşündüğü için bu kehanetten kaçmak ister, fakat bilmeden Thebai’ye, yani doğduğu yere gider.
Yolda yaşlı bir adamla tartışır ve onu öldürür. Bu adam, öz babası Laios’tur. Oedipus Thebai’ye vardığında, şehri tehdit eden Sfenks’le karşılaşır. Sfenks, sorularına cevap veremeyenleri öldürmektedir. Oedipus, bilmecesini doğru yanıtlayarak Sfenks’i yener ve Thebai halkı tarafından ödüllendirilir. Bilmeden annesi Lokaste ile evlenir ve kral olur.
Sphynks'in sorusu şudur: Önce 4 sonra 2 sonra da 3 ayaklı olan yaratık hangisidir?
Odedipus'un cevabı ise şudur: insan
Oidipus kompleksi ya da karmaşası, Sigmund Freud'un kurucusu olduğu psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı.
Yunan mitolojisinde kanatlı bir at olan Pegasus ile kardeşi Khrysaor, Medusa ile Posedion'un çocuklarıdır.
Kahraman Perseus, annesini kurtarmak icin Medusa nin kesik başını Kral Polydektes'e hediye olarak götürmek üzere yola koyulur. Athena'nın yardımıyla bulduğu Medusa'yı öldürür ve Medusa'nın başını gövdesinden ayırır. Medusa'nin etrafa fışkıran kanlarındandan kanatlı bir at olan Pegasus (Pegasos) ile adı "altın kılıç" anlamına gelen canavar Khrysaor doğar.
Pegasus ve Khyrsaor'un doğuşu: Gorgonlar, başı kesilmiş Medusa ve Perseus.
Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılır ve tanrıların diyarı Olympos'a uçar. Burada ise Zeus'un yıldırımlarını getirme görevini üstlenir.
Ayrıca Helicon Dağı'nda bulunan ve Musalar'a ilham verdiği sanılan Hippocrene Pınarı'nın Pegasus'un ayağıyla yere vurması sonucu ortaya çıktığına inanılır.
Bellerophontes, Poseidon ve Korinthos kralı Glaukos'un karsi Eurynome'nin oğludur. Genç yaşta aile üyelerinden birini öldürmekle suçlanan Bellerophontes, suçundan arınması için Argos karli Proctos'un sarayına gönderilir. Yeni gelen konuğa aşık olan kraliçe aşkına karşılık bulamayınca Bellerophontes'i kendisine tecavüz etmeye çalışmakla suçlar ve saraydan gönderilmesini ister. Proctos is genci eline kapali bir mektupla Lykia krals lobates'e gönderir.
Iobates kendisine gelen mektubu okumadan mektubu getiren elçi adına eğlence düzenler. Daha sonra mektubu açıp okuduğunda ise mektupta, mektubu getiren kişinin karısına tecavüz etmek istediği ve mektubu getirir getirmez onu öldürmesi gerektiği yazmakta olduğunu görür. O an lobates her ne kadar Bellerophontes'i oracıkta öldürmek istese de konuk olarak aldığı kişiyi öldürmesinin hem tanrılar hem de insanlar tarafindan hoş karşılanmayacağını düşünür.
Bu yüzden bu işi dolaylı bir şekilde yapmak ister ve ona Lykia kentlerine bela olan Khimaira adındaki yaratığı öldürme görevini verir. Bunun üzerine ilk olarak Polyeidos adındaki kahine danışan Bellerophontes, ondan Hellicon'da bulunan Kanatlı At Pegasus'u bulup eğitmesi gerektiğini ve bunu yapabilmesi için de geceyi Athena'nın tapınağında geçirmesi gerektiğini öğrenir.
Bellerophontes, Pegasus ve Kheimera
Bellerophontes, Pegasus ve Kheimera
Kheimera: Vücudunun ön kısmı aslan, orta kısmı geyik ve arka kısmı ejder ya da yılan kuyruğundan oluşan ağzından alevler saçan karışık yaratık.
Athena'nın tapınağında bir gece geçiren Bellerophontes'in uyuduğu sırada Athena gelir ve Pegasus'un altın gemini verir. Ayrıca ona kanatlı atın Pirene'deki membaada suyunu içmekte olduğunu soyler. Hemen yola koyulan Bellerophontes, Pirene'ye vardiğinda Pegasus'u görür. Bellerophontes' in elinde altin gemi gören Pegasus direkt yanına gelir ve Bellerophontes'in sirtina binmesine izin verir. Bellcrophontes de onun sirtina biner ve beraber gökyüzüne çıkarlar.
Khimaira'yı bulan Bellerophontes, kurşunlu mızraklarını aslan başlı Khimaira'nin boğazina sokmayı başarır. Khimaira'nin ateş saçan nefesi kurşunu eritir ve eriyen kurşun bogazindan iç organlarına akarak onu öldürür. Kheimera zaferinden sonra Bellerophontes'e başka görevler de verilir ve Bellerophontes bunların hepsinden de başarıyla çikar. Fakat sonraları Bellerophontes'te oluşan kibir ve küstahlık tanrıların öfkesini çeker. Hatta kibrinin sonucu olarak bir gün Pegasus a binerek Olympos'a çikmayı bile dener.
O sıralar zafer sarhoşu olan genç, Zeus'un gazabina uğrar ve Bellerophontes'in bindiği Pegasus'a bir at sineği musallat eder. Atın kuyruğunun altına yerleşen bu sinek atı ısırır ısırmaz Belicrophonte'i üzerinden atar ve Bellerophontes büyük bir hizla yere düşer ve hayatının sonuna dek tanrılar tarafindan lanetlenmiş sakat ve kör birisi olarak yaşar.
Kalydon ülkesi kralı Oineus, her yıl hasat zamanı ilk ürünleri tanrılara adamaktadır. Ancak bir yıl tanrıça Artemis'e sunu yapmayı unutur. Artemis öfkelenir, kralı cezalandırmak için Kalydon'a bir yabandomuzu gönderir. Ekinleri yerle bir eder, sığırları öldürür, karşısına çıkan insanları parçalar. Oineus başa çıkamaz ve her tarafa haber gönderir. Kalydon'a dört bir yandan kahramanlar akın akın gelmeye başlar.
Bu kahramanlar: Ares'in oğlu Dryas, Aphareus'un Messinia'dan gelen iki oğlu İdas ve Lknkeus, Sparta'dan Kastor ve Polydeukes yani Dioskurlar (Melegros'un kuzenleri), Atina'dan Theseus, Teselya Pheres'ten Admetos, Arkadialı Lykourgos'un oğulları Ankeus ve Kepheus, Iolkos'tan İason, Thebai'den Herakles'in karddeşi İphikles, Teselya Larissa'dan Perithoos, Salamis'ten Aiakos oğlu Telemone, onun kardeşi Peleus, Argos'tan Dikles oğlu Amphiaraos ile Thestios'un oğulları yani Meleagros'un dayıları. Bir de Arkadia'dan gelen Skhoineus kızı Atalante...
Oineus'un Altheia'dan olma oğlu Meleagros ise babasının en büyük yardımcısıdır. Meleagros'un doğumundan bir ay sonra ölümlülerin kader ağlarını ören odasındaki ocağa az önce bir odun parçası atan anne Althea'nın yanına gelirler. Beşikteki Meleagros'a bakıp şunları söylerler: "Meleagros, sana bir armağanımız var. Hayat getirdik sana, yaşayacaksın bu odun parçası kül oluncaya kadar." Moiraların ağzından bu sözleri duyan anne Altheia, hemen yanmakta olan odunu ateşten alıp ateşi söndürür. Sonra günün birinde ateşe atılır korkusuyla elindeki yarı yanmış odunu (köseği) alıp sandığında saklar.
Yaban domuzunu avlamak için Kalydon'a gelen kahramanlar Moiraların kendisine ömür biçtiği bu Meleagros tarafından ağırlanır. Meleagros Atalante'yi görür görmek aşık olur ona. Ancak bir kadınla ava çıkmayı gururlarına yediremeyen kahramanlardan bazıları Atalante'nin ava katılmasına karşı çıkarlar. Meleagros, Atalante'nin ne kadar usta bir avcı olduğunu anlatarak onları ikna etmeye çalışır.
Atalante ve Peleus kral Pelias'ın cenaze oyunlarında güreşiyor.
Atalante: Arkas'ın torunu, Lykurgos'un oğlu olan babası lasos erkek çocugu olsun istermiş. Atalante kız olarak doğunca, onu bir dağ başına bırakmış. Bebeği bir dişi ayı emzirmiş, sonra da avcılar alıp büyütmüşler ve yaman bir avcı olarak yetiştirmişler.
Atalante'yi koşuda kimse geçemezmiş. Artemis'e olan bağlılığından dolayı ya da bir kahinin "eğer evlenecek olursa bir hayvana dönüştürüleceğini" bildirmiş olmasından dolayı evlenmek istemezmiş. Bu yüzden taliplerini kendisiyle yarışmaya zorlar ve yenilenleri mızrağıyla öldürürmüş.
Kalydon avına da katılıp orada büyük bir başarı kazanmış olan Atalante'yi Melanion (ya da Hippomenes) yenmiş, koşuya başlamadan önce yanına üç altın elma almış (bunlar Aphrodite'nin Kıbrıs'taki tapınağından ya da Hesperidler'in bahçesinden gelmeymiş). Atalante'nin yaklaştığını görünce elmalardan birini yere düşürür, kız da dayanamaz, eğilip toplar böylece geri kalırmış.
Melanion yarışı kazandıktan sonra Atalante'yle evlenmiş ama bir gün av dönüşü karı koca Zeus'un (ya da Artemis'in) tapınağında sevişmişler. Bu saygısızlığa içerleyen tanrılar ikisini de aslana çevirmişler.
9 gün süren şenlikten sonra 10. günde av süreci başlar. Domuz, kısa sürede kıskaca alınır. Bir ara kurtulan domuz, önüne gelene saldırmaya başlar ve Hyleus ile Ankeus'u öldürür. Bu arada bir karışıklık yaşanır, Peleus'un attığı mızrak Eurytion'u öldürür. Hayvanı ilk yaralayan Atalante olur, gene kadın ona bir ok isabet ettirir, arkadan Amphiaraos gözüne bir ok saplar ve nihayet Meleagros kalbine sapladığı bir bıçakla hayvanı öldürür. Böylece öldürücü darbeyi vuran Meleagros domuzun başını ve postunu almaya hak kazanır.
Meleagros, öldürdüğü domuzun derisini ve başını bir nezaket nişanesi olarak Atalante'ye hediye eder ama henüz kininden vazgeçmeyen Artemis, bu kez de avın paylaşılmasında Aitolialılar ile Kuretler arasında kavga çıkartır. Zafer nişanesinin bir kadına verilmesine karşı çıkan Kuretler, Meleagros'un Atalante'ye verdiği armağanların tümünü kızın elinden alırlar. Bu kaba harekete çok öfkelenen Meleagros, ileri atılır ve armağanları kızdan alanların tamamını yani kendi dayılarını öldürür.
Kardeşlerinin ölüm haberini duyan Althaia, öfkeden, üzüntüden kendini kaybeder, sandığını açarak çürümeye yüz tutmuş odun parçasını çıkarır hemen götürüp ateşe atar. Odun alevler içinde yanarken Meleagros uzaklarda can vermektedir.