Antik Yerleşim Tipleri:
Şehirlerin gelişmesi için bazı siyasi ve iktisadi şartlar gereklidir. Yunan şehirleri için ilk şart tarıma elverişli bir arazi idi. Yunanistan'da ve Ege'de tarım arazisi az olduğu için şehirler gelellikle eteklerde kurulmuşlardır. Ovadaki yerleşmeler sayılıdır. Savunma endişeleri vesiyasi güvensizlik bazı şehirlerin tepeler üzerine kurulmasına sebep olmuştur. Tepeler, özellikle Geometrik ve Arkaik çağlarda tercih edimiştir.
Şehirlerin yerini tayin eden diğer önemli bir etken de sudur. Dere kenarında ya da iki dere arasına kurulmuş pek çok şehir vardır. Pınarla ve kaynaklar da insanları etrafına toplamıştır.
Antik yerleşimler için, şehirlerin üzerinde kurulduğu ya da eteğine yaslandığı küçük bir tepe karakteristiktir. Bununla birlikte tepesiz şehirler, özellikle Yunanistan dışında pek çoktu.
Topografyalarına göre şehirler 4 ana başlık altınca incelenebilir.
Tepe şehri: Savunma amacıyla, yerleşme yeri olarak bir tepenin seçilmil olduğu şehirlerdir Savunulması kolay bu tepenin eteğinden sürekli bir akarsu bulunmasına özel gösterilmiştir. Bu tür yerleşmelere "Akropolis" yukarı şehir, üst şehir adları verilir.
Tepe eteği şehri: Zamanla akropolise sığmayan halkın, tepenin hemen eteklerine yerleşmesiyle oluşmuş şehirlerdir. Yerleşme tepenin ovaya bakan tarafında gelişmiştir. Bu tür yerleşmelerde savaş ve saldırı durumlarında halk akropolise sığınırdı.
Ova şehri: Zirai amaçlarla kurulmuş yerleşmelerdir. Şehir düz bir arazi üzerine iskan edilmiştir. Özellikle M.Ö. 7. yy İtalya yerleşmelerinde görülürler.
Kıyı şehri: Deniz ticaretinin gelişmesi sonucu kurulmul koloni şehirleridir. Özellikle ticari yollar üzerine ve savunulması kolay kıyılara kurulmuşlardır. Bu tür şehirlerin kurulmasındaki önemli nedenlerden biri de koloni ile yerli halk arasındaki olumsuz ilişkilerdir.
Şehircilikk yönünden ise 2 tip şehir vardır:
A. Düzensiz şehir
B: Düzenli şehir
A. Düzensiz şehir
Köylerin tabii gelişmesi ile meydana gelmişlerdir.
Kuruluşu ve gelişimi fertlerin eline ve isteğine bırakılan bu yerleşim birimlerine karakterini veren evlerin arazi üzerindeki dağılış şeklidir.
Bunlar iç içe geçmiş karışık kümeler halindedir.
Sokaklar arazinin iniş ve çıkışlarına uyar, köy yollarını devam ettirir.
Benzer şekilde kurulup gelişmiş olan Arkaik Çağ'daki şehirler genellikle düzenli bir plana sahip değildi. Çoğu da tarihleri boyunca, (Atina, Thebai ve Argos gibi büyük ve ünlü şehirler başta olmak üzere) aynı düzensizliği sürdürmüştür.
Yunan şehirlerinin birçoğu düzensizdi.
B. Düzenli şehir
Toplumun belirli bir gelişim sürecinden sonra ortaya çıkmıştır.
Bu planda şehir arazisi fertlere verilmeden önce bir otorite tarafından belirli bir düşünceye göre bölünmekteydi.
Çok nüfuslu bölgelerden ayrılarak yeni şehir ilk oluşturulduğunda,
Savaş ve tahrip sonunda (Milet gibi),
Tabii felaket sonunda (Priene gibi),
şehir kurulduğunda yeni yerleşmeler oluşturulduğunda bu şehirler genellikle düzenli olarak planlanmıştır.
Hippodamos: Antikçağ kent plancı ve kuramcısı, kent planlamada geliştirdiği ızgara sistemiyle tanınır. Yaklaşık M.Ö. 500'de Batı Anadolu'da Miletos'ta doğduğu kesin olmakla birlikte kimi antik kaynaklarda Samoslu ya da Thurioi'li olarak tanımlanır. Adı bilinen ilk kent plancı sayılan Hippodamos, kendinden önce de var olan ve "ızgara" ya da" dama tahtası" adı verilen plan tipini geliştirerek uygulamıştır. Dah asonra Hippodamos'un adıyla anılan bu kent şeması, dikine kesişen caddelerle bunlar arasında kalan eşit büyüklükteki dikdörtgen ya da kare yapı adalarından (insulae) oluşur.
Hippodamos'un kentlerinde diğer caddelerden daha geniş ve genellikle kent merkezinde kesişen bir ana cadde bulunmaktaydı. Agora'nın kent içindeki işlevini geliştiren bu yeni "kent merkezi" kavramının daha sonra Roma kentlerini de etkilediği düşünülebilir. Hippodamos'un bilinen ilk çalışması, M.Ö. 494'teki Pers istilasından sonra, M.Ö. 479'da Miletos'un yeniden kurulmasında görev alarak giriştiği etkinliklerdir.
Düzenli şehrin özellikleri:
Düzenli ve kurallı plan sert ve geometrik bir yapı kazandırır.
Özellikle bu, sokakların arazi şekline uyulmadan tam yatay ve dikey çizilmesinde de kendini gösterir.
Düzenli kent planları:
Yuvarlak bir sur içinde merkezden kenarlara doğru yıldızın kolları şeklinde sokakların yerleştirildiği planlar,
Çarkıfelek motifi şeklinde sokakların yerleştirildiği şehir planlar ve
Izgara tipi şehir planlar olarak üçe ayrılabilir.
Düzenli kent planları arasında antik dönemde ve günümüzde en çok tercih edilen düzenli kent planı Hippodamik plan olmuştur.
Hippodamos M.Ö. 449'da, Pers Savaşlarının bitiminden sonra Atinalı yönetici Themistokles' in çağrısıyla Atina' ya gitmiş ve Piracus (Pire) limanının yeniden inşasında görev alarak ızgara şemanın uygulamasını sağlamıştır. Pire de Miletos gibi bir yarımada üzerinde kurulmuştur ve dahe sonra liman olmuş biri büyük, öteki küçük iki koya sahiptir. Limanlann çevresinde ve arasında dinsel, askeri ve ticari yapılar bulunmaktaydı.
Hippodamos, daha sonra Güney İtalya'ya gitmiş ve MÖ 443'te Sibaris'in ardılı olarak yine ızgara planda kurulan Yunan kolonisi Thurioi kentinde çalışmış, bir süre sonra da,Pythagorasçı okula yakınlığı nedeniyle bu kenta yerleşip ölene dek kalmıştır. Kentlerin ızgara plan şemasına göre düzenlenmesi ilkesi, Hippodamos'tan sonra daha da yaygınlaşmıştır. Örneğin, Batı Anadolu'da Priene, Makedonya' da Olynthos, Mısır'da Aleksandria (İskenderye), İtalya"da Lokri (Locri) ve Rhodos bu tür kentlerin en tanınmışlarıdır.
Izgara planının gelişimi:
Izgara biçimindeki şehir plan, Hippodamos'un ilk defa bulduğu bir plan tipi değildir. Yalnız en iyi uygulayıcısı olduğu şehir plan tipidir.
Daha önceki dönemlerde; Neolitik devirden (MO. 8000-5500) Çatalhöyük 'teki "Bal Peteği" şeklindeki yerleşim biçimi, Izgara tipi şehir planının öncüsü kabul edilebilir.
Oldukça ileri bir seviyede ve Klasik Devir Izgara tipi şehir planına çok yakın bir örnek, MÖ. 8. ve 7. yüzyıla ait Niğde yakınlarındaki Göllüdağ'da görülmektedir. Burada terleşimin birimi düzgün bir şekilde yatay ve dikey sokaklara bölünmüştür.
MÖ. 7. yüzyılın sonunda Eski İzmir'in sur duvarı içinde kalan yerleşimi ızgara plan şeklindedir.
MÖ. 6.yy Karadeniz'de bir Milet kolonisi olan Olbia da bir yangından sonra bu şekild düzenlenmiştir.
Izgara planlı kentler:
Gelişkin şekli ile ızgara planı Ege'de ve İtalya'da MÖ 5. yy. de aşağı yukarı aynı yıllarda ortaya çıkmıştır.
Olbia 6. yy
Selinus'un 6. yüzyilin sonu, ya da 5. yüzyilda planlandığı zannediliyor.
Metapontum'un MÖ. 500-490 da,
Akragas' in MÖ 480,
Milet'de MÖ. 479'dan sonra,
Piraeus'da MÖ 475-450,
Neapolis'de MÖ 474'ten sonra uygulanmıştır.
Thurioi'de MÖ 444-443'te
Priene 4. yy
Knidos 4. yy
Stratonikeia 3. yy ilk yarısı
Laodikeia 3. yy ortaları